1. Anasayfa
  2. Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek
necip fazıl kısakürek kaldırımlar şiiri
0
Kaldırımlar Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

Kaldırımlar şiiri eski şairimiz olan Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılmıştır. Türk edebiyatında Necip Fazıl Kısakürek her zaman gönüllere kazınmıştır. Kaldırımlar şiiri onun en bilinen eserleri arasındadır. Konusu yalnızlık olan kaldırımlar şiiri tamamı 3 bölümden oluşur. Necip Fazıl, kaldırımlar şiirinin sözleri oldukça derin anlamlıdır. İşte o sözler;

Kaldırımlar şiiri konusu nedir? ne anlatıyor?

Kaldırımlar şiiri; yalnızlık üzerine bir konu edinerek tüm yalnız insanları anlatıyor. Karanlık ve sokakta tek başına yalnız kalan bir kişinin psikolojini anlatıyor. İyi düşünerek okunduğunda çok yalnız kalan bir kişinin yazdığı belli oluyor.

Kaldırımlar şiiri kaç kıta?

Necip Fazıl’ın yalnızlığa dair yazmış olduğu kaldırımlar şiiri 15 kıtadan oluşur ve toplam 3 bölümdür. Uzun bir yapıya sahip bir şiir olsa da okuyan kişiyi sonuna kadar merak ettiriyor.

Kaldırımlar şiiri PDF indir

Kaldırımlar şiirinin tamamını pdf olarak indirmek için aşağıdaki linke tıklayın. Eski ve ünlü Necip Fazıl Kısakürek’ın kaldırımlar şiiri pdf olarak indir.

Pdf İndir

Şiire dair diğer detaylar;

  1. Kaldırımlar şiirini kim yazmış: Bu güzel ve duygusal şiiri Necip Fazıl Kısakürek yazmıştır.
  2. Kaldırımlar şiirinin ölçüsü: 7+7=14’lü hece ölçüsü kullanılmıştır.
  3. Kaldırımlar şiirinin nazım ölçüsü ve şekli: Dörtlük nazım ölçüsü ve şekline göre yazılmıştır.
  4. Kaldırımlar şiiri kaç bölümden oluşur: Toplam 3 bölümdür.
  5. Kaldırımlar şiirinin türü nedir: Lirik şiir türüne örnektir.
  6. Kaldırımlar şiiri hangi döneme ait: Kaldırımlar, Cumhuriyet dönemi 1928 yılında yayımlanan Necip Fazıl Kısakürek’in bir kitabındaki en bilinen şiiridir.
  7. Kaldırımlar şiirinin ana duygusu: Yalnızlığı konu alan şiir ölüm ve korku içerir.
  8. Kaldırımlar hangi Türkçe ile yazılmıştır: Türkçemizdeki hece vezniyle yazılmıştır.
  9. Kaldırımlar şiirini kim besteledi: Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılan şiir, Funda Arar tarafından seslendirildi.
  10. Kaldırımlar şiiri şiir anlayışı nedir: Kaldırımlar şiiri hangi anlayış, Necip Fazıl Kısakürek’in edebî kişiliğini fazlasıyla yansıtır. Edebiyatımızda ise en bilinen ve en etkili şiiridir. Bu yönüyle Kaldırımlar şiiri tarzı ve duygusu açısından saf şiir anlayışını yansıtmıştır.
  11. Kaldırımlar şiiri hangi akım: Cumhuriyet döneminde 1928 yılında yazılan bu şiirin içinde bulunduğu edebi akım Büyük Doğu Hareketidir.
  12. Kaldırımlar şiiri pdf indir: Şiirin tamamını bu linkten indirebilirsiniz.
kaldırımlar şiiri
Kaldırımlar Şiiri

Kaldırımlar Şiiri

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımIar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımIar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne miI çekilmiş bir âmâ gibi evIer.

KaldırımIar, çilekeş yalnızIarın annesi;
KaldırımIar, içimde yaşamış bir insandır.
KaldırımIar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir Iisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımIarın emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, göIgeden taş kemerIer.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
GündüzIer size kaIsın, verin karanIıkIarı!
IsIak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanIıkIarı.

Uzanıverse gövdem, taşIara boydan boya;
AIsa buz gibi taşIar aInımdan bu ateşi.
DaIıp, sokakIar kadar esrarIı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

Yıllarca kitaplarda, ilkokul derslerinde işlenen kaldırımlar şiiri sözleri ve tüm kıtaları sizlerle. Okulun ilk sıralarında karşımıza devamlı çıkan bu mısralar belki o zamanlar anlaşılamadı. Şimdi tekrar okuyun ve Necip Fazılın kaldırımlar şiiri ne kadar anlamlı ve mucize bir şiirmiş anlayın.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur…
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları…

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan…

Kaldırımlar Şiiri İncelemesi (Açıklama – Yorum)

Necip Fazıl’ın bu eserinde, genellikle temel anlam üzerine kelimeler ve dizeler kullanılmıştır. Şiirde yer alan unsurların, mecaz ve gerçek anlamları yer yer kullanılmıştır. Fakat bundan yola çıkarak şiir için ‘sembolik bir anlayışla yazılmıştır’ diyemeyiz. Çünkü eser, imgeler üzerine yazılmış ve kapalı bir anlatıma sahip değildir. Bunun aksi olarak, eser çok çok açık bir dil ile yazılmamıştır. Yani kapalı ya da açık bir anlama sahiptir diyemeyiz. Böylece şair, denizin en derininden ve en yüzeyinden biraz biraz anlatmayı başarmıştır.

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Eserin ilk kıtası olabildiğince açık bir şekilde yazılmıştır. Burada bize kaldırımlardaki yolculuğun başlangıcı belirtilmektedir. Şair, kimsesiz bir sokakta arkasına bakmadan yürümektedir. Yolun karanlığa geldiği noktada, ileriyi göremediği bir yerde hayal görmektedir. Gördüğü hayalin, karanlık içinde onu beklediğini düşünmektedir. Birçok kişinin karanlıkta kaldığı zamanlar düşündükleri vardır. Çoğu da bir hayal görmektedir. Şair, bu durumdan çok etkilenmiştir.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İkinci dörtlüğe geldiğimizde, şairin burada, bulunduğu mekanı tasvir ettiğini görüyoruz. Hemen sonrasında ise kendisine yoldaş olan kaldırımları, kendisiyle özdeşleştirdiği görülmektedir. Gece vaktinden dolayı hava karanlıktır ve bulutların rengi gridir. Ayrıca şairin dediğine göre yıldırımlar, evlerin bacasını kollamaktadır. Bu da onlara insani bir özellik yüklediğini, teşhis sanatını kullandığını göstermektedir. Mekan anlatımına bakarak yağmur yağdığını ve böylece kaldırımların ürpertici bir hale geldiğini görebiliyoruz.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her köşe başını kesmiş devler…
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Şiirin 3. kıtasında, yalnız kalmaktan dolayı gelen bir korku, hem şairi hem de şiiri kapsamıştır. Bu korku, oradaki mekanı algılamada büyük bir rol oynamaktadır. Şairin içinde bu korku gittikçe büyür. Büyüyen ve biriken bu korku, şairin her şeyi farklı görmesine sebep olur. Böylece birçok şey can ve anlam kazanır. Çevredeki cansız ve büyük nesnelerin birçoğu devlere benzetilir. Bunun haricinde, evleri birer insana benzetir. Pencereleri; gözüne mil çekilmiş körlere (âmâlara) benzetilmiştir.

Kişileştirme ve Benzetme Sanatları Vardır:

‘Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler’ teşbih (benzetme)

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Necip Fazıl, dördüncü dörtlükte sanki kaldırımlara sığınmaktadır. Çünkü kaldırımları, “çilekeş yalnızların annesi” diye ifade etmektedir. Kendisinin de o kaldırımlar içinde yaşayan bir insan olarak belirtir. Böylece iç dünyasını dışa vurarak, kaldırımlarla kendisi arasında bir bağ kurmuştur. Sonrasında “duyulur ses kesilince sesi” dizesi ile adeta kaldırımlarla arasında bir iletişim bağı kurmuştur. “Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır” sözüyle de bu iletişim ve bağı bir doruk noktasına ulaştırmaktadır.

Şiirde geçen “kaldırımlar” ifadesi, sözün etkisini arttırmak için yinelenmiştir. Buna, tekrir sanatı denilmektedir.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği bir çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Bu dörtlükte şair, kaldırımlara olan ilgi ve bağlılığını göstermektedir. Onlara öyle sıkı bağlıdır ki, ölürken bile onları seçmektedir. Yumuşak bir kucak yerine kaldırımlarda can vermeyi seçmek, bir nevi zor zamanında onu bırakmayan kaldırımları seçmektir. Ayrıca kaldırımları, bir anne yerine koymuş ve kişileştirmiştir.

Gece, kaldırımlar boş ve kimsesizdir, aynı şair gibi. Bu sebeple şair, gece vakti kaldırımlarda olmaktan memnundur. Sabah saatlerinde herkes etrafta olacağı için şair yalnız kalamayacaktır.

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımda aksın bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı gölgeden taş kemerler.

6. Kıtaya geldiğimizde, kaldırımlardaki yürüyüşün bir tablosu çizilmiştir. Bu yolculuk adeta akmaktadır ve şair, bunun hiç bitmemesini istemektedir. O saatte kaldırımlar ıssız ve etrafta bulunanlar belirlidir. Şair ve aç köpekler o saatte oradadır. Sessizliği bozan ise onun ayak sesleridir. Yürürken etrafı aydınlatan fenerleri bir sele, gölgesini de zafer tâkına benzetmiştir. Birçok dizede olduğu gibi burada da teşbih sanatı yer almaktadır.

Ne sabahı göreyim, ne de sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Kaldırımlarda yürüyen şair, zamanın da bir nevi yürüdüğünü bilmektedir. Gece ve gündüzden bahseden şair, zaman akışının farkındadır. Böylece iki zamanda da kaldırımların değişimini bize göstermektedir. Kalabalıktan kaçıp yalnızlığa sığınan şair, yolculuğun hiç bitmemesini istemekte fakat gündüz olunca biteceğinin farkındadır. Dizenin devamında karanlıklar ıslak bir yorgana benzetilerek teşbih (benzetme) sanatı yapmıştır.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

Burada vurgulanan kısım, şairin ölüm isteğidir. Necip Fazıl, nasıl bir ölüm istediğini bu dörtlükte tasvir etmektedir. Şairimiz, ölürken ve son nefesini verirken kaldırımlarda olmak istediğini dile getirmiştir. Yeni ve kalabalık bir gün, herkes için bir başlangıç ama ona göre bir sondur. Geceleri, yalnız kaldırımlar sayesinde yaşadığını hisseden şair, burada da kaldırımları bir insan yerine koymuştur. Şair, yalnız kaldırımların kara sevdalı eşidir. Yalnızca gece buluştukları için tam bir kavuşma söz konusu değildir. Ayrıca şair, yalnızca geceleri, eşinin yanında yaşadığını hissetmektedir.

Kaldırımlar şiirini paylaştığımız bu kısımda sona geldik. NFK’ya ait daha fazla şiire ulaşmak isterseniz, Necip Fazıl şiirleri kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir