İstanbul Şiirleri içeriğimizde, İstanbul şiirleri yer almaktadır. İstanbul Şiirleri, tamamen özenle seçilmiş şairlerin şiirlerinden oluşmaktadır. Bu güzel yazımızda şiirleri, sosyal mecralarda paylaşabilirsiniz.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü’yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
-Yahya Kemal Beyatlı
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.
-Orhan Veli Kanık
gemiler gidiyor, sen gidiyorsun
sulara yansıyor yeşil gözlerin
hüzün dalga dalga, ıssız ve derin
beni İstanbul’a terkediyorsun
-Nurullah Genç
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
-Necip Fazıl Kısakürek
İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş.
-Bedri Rahmi Eyüboğlu
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un
-Cahit Sıtkı Tarancı
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
-İlhan Berk
Ver elini Haydarpaşa demişiz,
Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,
Hava hafiften soğuk,
Deniz katran ve balık kokulu
Köprüden kayıkla geçmişim karşıya,
Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu…
Bir gün sabah sabah kapıyı vursam,
-Kim o? dersin uykulu sesinle içerden.
Saçların dağınıktır, mahmursundur.
Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim,
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni,
Ki daha sisler kalkmamıştır Haliç’ten.
Fabrika düdükleri ötmededir.
-Turgut Uyar
Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur
Bir gün ben de eririm caddelerinde
Çürür kemiklerim adım unutulur.
-Ümit Yaşar Oğuzcan
Birden kapandı birbiri ardınca perdeler…
Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler?
Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
Firûze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden?
Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri;
Eylül sonunda böyledir İsviçre gölleri.
Bir devri lanetiyle boğan şâirin “Sis”i.
Vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisi.
Hülyâma bir ezâ gibi aksetti bir daha;
-Örtün! müebbeden uyu! ey şehr! -O bedduâ…
Hayır bu hal uzun süremez, sen yakındasın;
Hâlâ dağılmayan bu sisin arkasındasın.
-Yahya Kemal Beyatlı
Elimi tutar gibi iki yanımdan,
Babamın yattığı Küçüksu,
Anamın toprağı Eyüpsultan.
Önümde, açık kollarıyla Boğaz,
Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.
İstanbul, İstanbul’um benim.’
-Ziya Osman Saba
İstanbul’un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edalım…
Senin yüzünden bu halim.
İstanbul’un orta yeri sinema
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne
Sevdalım…
Boynuna vebalim
İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim
Bir garip Orhan Veli’yim.
-Orhan Veli Kanık
sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite’den
tophane iskelesi’nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförler
uykusuz dalgalanıyor
-Attila İlhan
İstanbul’un üstüne güneş doğdu,
Çıktı silkinerek gecenin içinden,
Kız gibi minareleriyle Süleymaniye,
Sultanahmet, Sultan selim, Fatih camileri.
-Oktay Rıfat Horozcu
Son evi gösterin bana İstanbul’da
vapur sesinin duyulduğu
ki kapısını çalıp
söyleyeyim içindekilere
daha çok kedi yavrusu ezilsin diye
eski iskeleleri
sahil yoluyla ayırdıklarını
denizden
-Sunay Akın
En gürültülü şarkılar
Çalarken plakta,
Onlar orda oturur
Denize bakarlar.
Avunmaya muhtaç bu gençlik
Ey kız anası ihtiyarlar,
Ey denizlerden esen serinlik.
-Behçet Necatigil
Bugün biz değiliz bakan yalılara;
Yalılar boynu eğik bize bakıyor.
Biz değiliz sarkan hatıralara
Göğüs gererek dalgalara.
Yalılar bir hayâl için denize sarkıyor
Yalılar bize bakıyor, denize bakıyor.
-Necati Cumalı
İstanbul ey sevgili şehir
Dön dön karadan gelen sesime
Son veren zaman yatırında
Denizden getirilen biçimine.
-Sezai Karakoç
Sevgisi içimde yaşayıp duran
Nazlı güzellerin şirin İstanbul
Hayali kafamda hükümler süren
Görmez gözlerime görün İstanbul
-Aşık Veysel Şatıroğlu
Bu bölümümüzde sizlerle İstanbul şiirlerini paylaşmış olduk. Diğer tüm şiirlerimize, sayfamızın kategorilerinden ulaşabilirsiniz.
en güzel şiirler bunlar olsa gerek . SEVGİLER
En güzel ve en kısa şiirler ve hepsi çok güzeller…
Bende çok beğendim
Evet güzel
Çok beğendim
MögkfçcyHşjkfyvşjfrcıupofukogyfukokou
İSTANBUL
İSTANBUL
Kaç aşık sokaklarında ah-landı kimbilir?
Kaç köşebaşında berduşlar şahlandı ve
Sen gülerek seyrettin
İstanbul…..
Kırdılar şişeleri, bağrında kanatırcasına
Kan kırmızısı şarapların kızıllığında ve
Sen umursuzca kirlendin
İstanbul…..
Gündüzler geceyi, geceler gündüzü kovaladı,
Şuursuzca, sormadın yorgunluğunda ve
Ağladı mavi gözlerin, İstinyenin koyunda
İstanbul…..
Ay tepende nöbetçi,yıldızlar gerdanlıktı
Dolaşmıştı saçların, Haliç rüzgarlarında ve
Uğraştında bir türlü çözemedin
İstanbul…..
Kimler sana göz koydu, abadı ezelden
Canverdiler kapında,naralarla gelirken ve
kestirdin kaç yiğidi surdibinde .
İstanbul…..
Adem ÖZEL (SORGUNLU)
KORKAK YÜREK
…Ve sessizce yürüdü, bu yürek….
Susup kendini dinleyesiye vakti olmadan
Öyle dert doluydu ki!
Arkasına bakmadan
Kendini dinleyemedi bu yürek….
İçinde taşındığı bedene derdini sızısıyla anlatabildi
Suskunluğunu içine gömdü.
Sustu bu yürek…
Sakladı bu yürek…..
Kim bilir! Nelerini sakladı
Sardı sessizliğine hissetttiklerini
Hep başı eğikti, hiç ses vermedi
Canı acısada mahçuptu
Ama diyemedi….
Korktu bu yürek…
Baktıkça gözlerine,gözlerinden
Umut ışığı olmayışından korktu
Karanlık zamanlarda kalışından
Bir yol bulamamaktan korktu.
Korktu bu yürek….
Onca yüreğe lider olamamaktan korktu
Yollarına kar yağmış gibi önü tıkanmış gibi korktu
Taşıdığı onca yüreğin sorumluluğundan korktu
Ya yüzleri gülmez-se diye korktu.
Çok yerde yutkundu, ekmeğinden korktu.
O ekmeği eve götüremezsem diye korktu.
O yürek hep ailesi için korktu….
BİLİRMİSİNİZ…..ASLINDA EN ÇOK BABALAR KORKAR….. Adem ÖZEL (SORGUNLU)
keşke şiir lerin adınını da ekleseydiniz ama güzel <3
GECEYE BEN GELDİM
Geceye ben geldim.
Habersiz ve ansız,
Biraz huysuz, biraz arsız,
Ne yollar geldim,
Sezsizden, kavgasız,
…. Dedimya!
Geceye ben geldim,
Rüzgar misali estimde geldim.
Yüz yıllık yolları geçtimde geldim.
Gündüzü bıraktım,
Geceyi seçtimde geldim.
…. Dedimya!
Geceye ben geldim.
İçim doluyken,
Siyahlıklarına,
Karanlıklarına
Yine davetsiz,
Yine yüzsüz,
İşte yine kapında,
Bu hayta şair,
Destursuz tek başına.
Asma suratını,
Ey gece!
Saklama ayını,
Düşürme yıldızlarını,
Her şeyi yazmam,
Her şeyi anlatmam,
Ya anlarsın,
Beni benden alıp,
Eğlendirirsin,
Ya baş köşende,
Edersin gece vakti misafir,
Dinlendirirsin,
Bir çay vakti, vakti takdir.
…. Dedimya!
Geceye ben geldim,
Bir şiir vakti arsız misafir.
Adem ÖZEL (SORGUNLU)
İstanbul’a Gelenler Var
İstanbul’a gezenler var
İstanbul’u sezenler var
İstanbul’dan bezenler var
İstanbul’dan gelenler var
İstanbul’u Gezenler Var şiirini antoloji com sitesinde okuyunuz.
.